Пропускане към основното съдържание

Sevgili



Zımba gibi delikanlı.
Sofya’da o sırada.
Görev icabı.
Henüz yeni taşınmış, pek arkadaşı yok, Bulgaria pastanesine tek başına oturuyor, etrafı tanımaya çalışıyor, akşamları operaya filan gidiyordu. Gene böyle bir şubat günü... Şehir Kulübü’ne davet edildi. İşte orada tanıştılar. Adı, Dimitrina’ydı. Kısaca, Miti diyorlardı. Çok güzeldi. İsviçre’de müzik eğitimi görmüştü, üç lisan biliyordu. Sosyetenin en gözde bekârıydı. E fonda da Mavi Tuna valsi çalıyordu. Bizimki hiç tereddüt etmedi, salonu ortadan kılıçla ikiye böler gibi yürüdü, yanına gitti, bu dansı bana lütfeder misiniz dedi. Şimşekler çakan kıskanç bakışlar eşliğinde, piste çıktılar. Herkes mırıl mırıl onlar hakkında konuşuyor, onlar ise hiç konuşmuyor, birbirlerine gülümseyen gözlerle bakarak, dans ediyorlardı. İlk görüşte aşk derler ya, öyle olmuştu. Ertesi gün... Bizzat Miti’nin annesi tarafından, evlerine, çaya davet edildi bizimki... Bu davet, gençlerin görüşmesine resmi izin manasına geliyordu. Buluşmaya başladılar. Borisova parkında dolaşıyorlar, buz pateni yapıyorlar, tiyatroya gidiyorlardı. Önce dedikodular başladı, sonra tatsızlıklar... Çünkü, Miti’nin babası Bulgar Çarı’nın has adamlarındandı, savaş kahramanı generaldi, savunma bakanlığı da yapmıştı. Böyle bir adamın kızıyla, bir Türk, olacak iş değildi. Bizimkinin ise, umurunda bile değildi. Askeri Kulüp’te tertiplenen baloda denk getirdi, inadına, Çar’ın önünde dans etti Miti’yle... Ele güne meydan okudu. Hemen ardından da, evlenelim dedi. Miti düşünmedi bile, evet dedi. Gel gör ki, iki gönül bir olmuştu ama, general seyran olmamıştı. Mahalle baskısı, dayanılacak gibi değildi. Aldı bizimkini karşısına, bu evlilik mümkün değil, bundan sonra kızımla görüşmezseniz iyi olur dedi. Dünya, bizimkinin başına yıkıldı. Haftası geçmeden, Miti’yi apar topar bir başkasıyla, bir mühendisle nişanladılar. Bizimki nişanı duydu, daha fena yıkıldı. Zaten görev süresi de bitmişti, o öfkeyle topladı bavulları, İstanbul’a döndü. Halbuki, nişan mişan yoktu. Miti bir başkasıyla evlenmeyi reddetmiş, parmağına zorla takılan yüzüğü fırlatıp atmıştı.

*

Maalesef, bizimkinin bundan haberi yoktu.

*

Ömrü boyunca yaptığı...
Tek hataydı.

*

Kızı alıp, gitmeliydi.
Yapamadı.

*

Miti’den sonra, hayatına 19 kadın daha girdi. Nafile.
Asla mutlu olamadı. Asla.
Unutamadı.
Hatta, seneler sonra, Ankara’da Bulgar Kooperatif Tiyatrosu’nun oyuncularıyla sohbet ederken, “gençliğimi bıraktım Sofya’da” dedi...
“Bir kız sevdim ama, bana vermediler...”

*

Kırık bir kalple yaşadı.
Yalnız bir kalple rahmetli oldu.

*

Miti desen... 18 yaşındaydı, 30 yaşına kadar bekledi. Ha bugün bir mektup gelir, ha yarın kendisi çıkagelir, bekledi, evlenmedi. Maalesef gelmedi. Ailesinin artık yeter baskısıyla, bir avukatla evlenmeyi kabul etti. Saygılı ama, sevgisiz bir evlilikti. İki kızı oldu. Kalbindeki boşluğu evlatlarıyla doldurmaya gayret etti. Taa ki, 1966’nın 7 Ağustos gecesine kadar... Ağır hastaydı, zor konuşuyordu, başında bekleyen kız kardeşi Olga’ya mırıldandı. “Biliyor musun” dedi, “rüyamda onu gördüm, galiba nihayet Mustafa Kemal’e kavuşuyorum...”

*

Kapattı gözlerini.
Nihayet kavuşmuşlardı.

*

Ve, gene öyle bir Şubat...
Bugün Sevgililer Günü.

*

Memlekette her şey kötü gidebilir, tarihin en karanlık, en umutsuz günleri yaşanıyor olabilir. Acı çekeriz, mücadele ederiz, direniriz, gün gelir illa ki düzelir. Ama o kızı kaybedersen... Senin için hayatın boyunca hiçbir şey asla düzelmez. Git, tut elinden.
 _________________________________________________
14 Şubat 2014
Yılmaz Özdil

Коментари

Популярни публикации от този блог

"Турското робство" е метафора, историческата истина е друга

Метафората "турско робство" и до днес обслужва интересите на руския империализъм, казва културният антрополог Харалан Александров. За много българи този мит е по-важен от историческата истина.  Защо много българи – за разлика от гърците и сърбите, например – продължават да настояват, че в Османската империя предците им са били „под турско робство"? Харалан Александров: Турското робство е свещена крава в масовото съзнание на българите. Спомням си как кметовете на няколко подбалкански градове като Карлово, Калофер и Копривщица реагираха панически на фалшивата новина, че „турското робство“ щяло да бъде извадено от новите учебници по история и организираха протест пред Министерски съвет. Попитах ги защо за тях е толкова важна тази метафора. Те ми отговориха буквално: “Ако го няма турското робство, всичко губи смисъл за нас.“ Оказва се, че конструктът „турско робство“ е далеч по-важен от историческата истина, тъй като функционира като фундамент на б...

Bulgaristan'dan zorunlu göç

Bulgaristan'da 45 yıl iktidarda kalan komünist rejimin ülkedeki Türk ve diğer Müslümanlara uyguladığı asimilasyon kampanyasının üzerinden 30 yıl geçti.      Bulgaristan'da 1944-1989 yıllarında iktidarda kalan komünist rejimin ülkedeki Türk ve diğer Müslümanlara uyguladığı asimilasyon kampanyasının yol açtığı zorunlu göçün üzerinden 30 yıl geçti. Eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB) desteğiyle 1944'te hükümeti devirerek yönetimi ele geçiren Bulgaristan Komünist Partisi (BKP), iktidarda kaldığı 45 yıllık dönemin son yıllarında ülkedeki Türk ve diğer Müslümanları asimile etmeye çalıştı. Tek milletli bir devlet yaratma çabasındaki komünistler ibadet yasağı getirdi, Türk ve Müslümanların isimlerini değiştirdi. "Bulgarlaştırma" girişimleri sonucu 1985 sonuna dek 310 bin kişinin isimleri değiştirildi. Ülkede asimilasyon kampanyasına karşı Müslümanların direnişinde 24 kişi hayatını kaybetti. Cebel şehri civarında başlayan direniş, tüm ü...

Bulgaristan Türkleri Tarihi | Kısa Özet

  Bulgaristan Türkleri Bulgaristan Türkleri, Osmanlı İmparatorluğu döneminden itibaren Bulgaristan'da yaşayan Türkler. Tarih Bulgaristan'daki Türkler, Oğuzların ve Kumanların soyundan gelmektedirler. Oğuz Türkleri, Anadolu üzerinden ve çoklukla Osmanlı devrinde o bölgeye geçen Türklerdir. Jivkov rejiminin çöküşünden sonra yeni kurulan Bulgaristan hükûmeti 29 Aralık 1989'da Bulgaristan'daki Türklerin Türkçe adlarını alma özgürlüğünü, ibadeti yapma özgürlüğünü ve Türkçe konuşma hakkını tanımıştır. Nisan 2012 de Bulgaristan Parlamentosu 1987-1989 yıllarında Bulgaristan'da yapılmış olan Türk Asimilasyonunu kınadı. Din Bulgaristan'daki Türklerin tamamına yakını Müslümandır, bunlar aynı Anadolu'da olduğu gibi Alevi ve Sünni olarak ayrılırlar. Sünniler tarikat tutmazlar, Aleviler ise çok sayıda ocak ve tarikata dağılmışlardır. Türk nüfus içinde Alevilerin oranı gayri resmi rakamlara göre %18-20 arası, resmi rakamlara göre %13'tür. Alevileri...

Етикети

Показване на още