Osmanlı devleti
zamanında Bulgaristan’ın hemen her yerinde Türkler çoğunluktaydı. 93 harbi
olarak bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşından sonra bütün Balkanlar, Rumeli ve
özellikle Bulgaristan’dan yüz binlerce Türk çok zor şartlarda Türkiye’ye göçtü.
Bu sebepten Balkanlar ve Rumeli’nin bazı bölgelerinde hiç Türk kalmadığı gibi
pek çok yerlerde de azınlık durumuna düştüler.
Göç Tarihleri
I. 1877-1878 Göçü
Bulgaristan'dan ilk büyük Türk göçü, “93 Muhacereti” olmuştur. Yani 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı
sırasında görülen bozgun göçü.
Bu göç, Bulgaristan'ın kuruluş günlerine rastlamış ve yedi
ay kadar süren 1877-1878 savaşında bir milyon kadar Rumeli Türkü göçe
zorlanmıştır. Hukuki antlaşmalar yapılmadan göçe zorlanan yüz binlerce Türkün
geride bıraktıkları mallar, mülkler Bulgarlarca yağma edildi.
Bulgar ve Rus tarihçileri bu büyük gasp olayını uzun zaman
gizlediler. 1953'te Bulgar devletinin 75. yıl dönümünde bu konuda yayın yapmaya
ve bir “toprak ihtilali”
yaptıklarını söylemeye başladılar. Bulgar Prensliği nezdinde ilk Osmanlı
Komiseri veya temsilcisi Nihat Paşa, gasp edilen Türk topraklarını da
Bulgarlarla görüşmek niyetindeydi. 1880 yılında Sofya'ya giderken yanında 100
sandık dolusu tapu senedi de götürdü. Bunlar 93 Muhacirleri'ne ait mülklerin
tapularıydı. Ama Türk göçmen emlakinin bedeli Bulgarlardan alınamadı.
II. 1879-1880 Göçü
Rus Ordusu 1879 yazında Bulgaristan'dan çekildiğinde,
Türklere yönelik Bulgar terörü yeniden başladı. Bulgar yönetimi Türklerin can
ve mal güvenliğini sağlamak gerekçesiyle Türk bölgelerinde sıkıyönetim ilan
etti.
Sıkıyönetim gerekçesiyle Türklerin silahları toplandı,
geceleri sokağa çıkmaları yasaklandı. Bu durumdan yararlanan Bulgar çeteleri
yeniden köylere saldırmaya, yağma etmeye ve çocuk, kadın yaşlı demeden
öldürmeye ve göçe zorlamaya başladı. Bu olaylar sebebiyle de Bulgaristan'dan
Türkiye’ye göçler yeniden hızlandı.
III. 1884 Göçü
1884 yılında Bulgaristan'dan Türkiye'ye 600 bin Türk göç
etmiştir. Sofya'daki Fransız Temsilcisi 3 Nisan 1884 gününkü raporunda
Bulgaristan'dan 600 binden fazla Türkün göç ettiğini bildiriyor ve şöyle
diyordu: Tuna nehrinden Balkan Sıradağlarına, Balkanlardan Sofya'ya kadar
toprak pek bereketli ama pek işlenmiş değil. Çünkü Müslümanların göçü,
Bulgaristan'ı 600 binden fazla işgücünden mahrum bıraktı.
IV. 1893-1902 Göçü
Bulgaristan'dan Türkiye'ye göçlerin en durgun olduğu
yıllardır. Türk-Bulgar ilişkileri normaldir. Böyle olduğu halde göç durmayıp devam
etmiştir. Bu yıllarda bile Bulgaristan'dan Türkiye'ye her yıl ortalama 7 bin
kadar göçmen gelmiştir. Bulgar resmi istatistiklerine göre; 1893 - 1902 yılları
arasında Bulgaristan'dan Türkiye'ye 70.603 göçmen gelmiştir.
V. 1912-1913 Göçü
Balkan Savaşlarından sonra canlarını kurtarabilmek için yüz
binlerce Rumeli Türkü Anadolu'ya sığınmak için göç yollarına düştü. Balkan
Savaşı, göçmenlerinin kesin sayısı bilinmiyor.
VI. 1923-1939 Göçü
Cumhuriyet döneminde Bulgaristan'dan ilk defa göç işi bir
anlaşma ile düzene bağlanmıştır. 18 Ekim 1925 tarihinde Ankara'da imzalanan
Türk - Bulgar ikamet sözleşmesi, göç konusunu da düzenlemiştir. Buna göre,
Bulgaristan'da yaşayan Türklerin isteğe bağlı göçlerine engel olunmayacaktır.
Bu dönemde 2 silahlı Bulgar örgütü, Bulgaristan Türklerine
zulüm yapıyordu. Kuzey Bulgaristan'da Rodna
Zaştita(Yurt Koruması) ve Güney Bulgaristan'da Trakya Komiteleri, Türk azınlığına durmadan saldırıyorlardı.
Bu günkü Bulgar kaynaklarının belirttiğine göre, Rodna
Zaştita 1923 yılında kurulmuş faşist bir örgüttür. 1936 yılına kadar ayakta kaldı
ve o yıl askeri rejim tarafından lağvedildi. Bulgaristan Türklerini göçe
zorlamak istiyor ve Türklere karşı çeşitli saldırılar düzenliyordu.
Güney Bulgaristan'da, özellikle Rodop bölgesindeki Türklere
karşı saldırıları da daha çok Trakya Komitesi düzenliyordu. Bu iki örgütün
saldırılan karşısında Bulgaristan Türkleri kafileler halinde Türkiye'ye göç
etmek zorunda kalıyorlardı.
Bütün bunların sonucunda da Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç
kesilmiyordu. 1923 -1933 yılları arasında Bulgaristan'dan Türkiye'ye 101.507
kişi göç etmiştir.
VII. 1940-1949 Göçü
2.Dünya Savaşı(1939-1945) boyunca ve hemen savaşı takip eden
yıllarda Bulgaristan'dan Türkiye'ye göçler çok yavaşladı. Neredeyse kesilme
noktasına geldi. Bulgaristan'ın kuruluşundan 1949 sonuna kadar Bulgaristan'dan
Türkiye'ye gelen göçmen sayısının en düşük olduğu dönem bu dönemdir.
VIII. 1950-1951 Göçü
2.Dünya Savaşı'ndan sonra Bulgaristan'da Türklerin kendi
dillerinde eğitim görmeleri imkânı kademeli olarak ortadan kaldırıldı ve Türk
okulları kapatıldı. Devlet okullarında Türkçe dersleri ise üçte bire indirildi.
Bulgaristan'ın İstanbul Konsoloslu olan Bulgar diplomatı Jelez Jelezov 1950 yılındaki göçü şu şekilde açıklamaktadır:
"Baskı ve zulüm
1950 de insanların topraklarının zorla elinden alınarak tarımın
kooperatifleştirilmesi için işe koşuldu. Tarlasını ve toprağını vermek
istemeyenlerin ölesiye dayaktan geçirilmesi ve böylelerine karşı uygulanan daha
bir sürü sapıklıklar, binlerce Türk ailesinin yoğun göçüne sebeb oldu."
Eylül 1949 da Bulgar hükümeti tutum değiştirdi. Türklere
daha kolay pasaport verdi ve Türk konsoloslukları da vize verdiler. Bu
gelişmeler olurken Bulgaristan 30 Ağustos 1950 tarihinde Türkiye'ye bir nota
vererek 250 bin kişinin Türkiye'ye gönderileceği ve 1925 tarihli Türk - Bulgar
İkamet sözleşmesine dayanarak bunların 3 ay içinde Türkiye tarafından kabul
edilmesi gerektiğini bildirmiştir.
IX. 1969 -1978 Yakın
Akraba Göçü
Parçalanmış ailelerin birleştirilmesi maksadı ile 21 Ağustos
1966 tarihin de Türk Bulgar ikili beyannamesi yayınlandı ve daha önce
Türkiye'ye göç etmiş bulunan Türk asıllı Bulgar vatandaşlarının yakınlarından
isteyenlerin Türkiye'ye göçleri konusunda anlaşma yapılması için görüş
birliğine varıldı. Bundan sonra binlerce Türk göçerek akrabalarına kavuştu.
X. 1989 Göçü
Bulgaristan Devleti tarafından yıllardır sürdürülen
asimilasyon politikasına karşı Türkler 1989 da yılların birikimi ile hemen her
yerde protesto yürüyüşleri ve açlık grevleri gibi direnişlere başlamışlardır.
Bunlara karşılık Bulgaristan Hükümeti 12 Mayıs 1989 da Bulgaristan da serbest
pasaport kuralı getiren bir yasa kabul etmiş ve pasaport alma işlemlerindeki
katı şartlar kaldırılarak işlemlere esneklik getirilmiştir.
Türk azınlığın insan hakları ve demokrasi konusundaki
isteklerinin öncülüğünü yapan bu kişilerin Türkiye'ye gelmelerini sağlamıştır.
Bulgaristan yönetimi 1989'da "Türkler
dışarı" sloganlarıyla bir yürüyüş düzenleyerek Türklere ve Türkiye'ye
karşı kamuoyu oluşturma çabasına girmiştir.
Bu arada, Bulgarların yeni pasaport kanunundan yararlanmak
isteyen 500 bin kişi Türk pasaport almak için Bulgar makamlarına başvurmuştur.
Bu talepler üzerine zamanın Dışişleri Bakanı Peter Mladenov, isteyene
Türkiye'ye gitmesi için serbestçe vize verileceğini açıklamıştır.
Böylece ikinci Dünya Savaşından sonra yaşanan en büyük
kitlesel göç olayı başlamıştır. Bulgaristan'dan zorunlu göçün başladığı 1989
Mayıs, Haziran, Temmuz 3 ayda vizesiz 345.960 (82.390 aile) geldi. Bunların
298.243'ü (69.904 aile) Edirne Kapıkule karayolu demiryolu ile Türkiye'ye
gelmiştir. 47.717'si (12.486 aile) ise Kırklareli Dereköy kapısından girmiştir.
Коментари
Публикуване на коментар